Yaşam

Bilim insanları şaşkın! Balıkçılarla yunuslar el ele verdi, ikisi de kazanıyor… Ama nasıl?

Brezilya’nın güney kıyılarında yaşayan yunuslar ve insanlar, göç halindeki tekir balıklarını daha kolay avlayabilmek için iş birliği yapıyor.

Laguna şehrinde yaşayan geleneksel balıkçılar 140 yılı aşkın zamandır ava çıktıklarında Lahille şişe burunlu yunusları (Tursiops truncatus gephyreus) ile beraber hareket ediyor.

Av sırasında yunuslar tekir balığı sürülerini kıyıya doğru kovalıyor. O esnada balıkçılar sığ sularda tetikte bekliyor. Yunusların kendilerine işaret vermesiyle balıkçılar ağlarını atıp tekirleri topluyor.

10 yılı aşkın süredir bu iş birliğini araştıran uzmanlar, yunuslarla balıkçılar arasındaki bu ortaklığın mutualizmin nadir bir örneği olduğunu belirtiyor.

Mutualizm iki türün hayatta kalma şanslarını artırma amacıyla birbirlerine yardım etmeleri olarak tanımlanıyor.

Oregon State Üniversitesi’nden deniz biyoloğu Mauricio Cantor, Science Alert‘e yaptığı açıklamada, “Balıkçıların ağ atma zamanını belirlemek için yunusların davranışlarını izlediğini biliyorduk. Ama yunusların davranışlarını aktif bir biçimde balıkçılarla koordine ettiğini bilmiyorduk” dedi ve ekledi:

“İnsansız hava araçlarını ve su altı görüntüleme tekniklerini kullanarak, balıkçıları ve yunusların davranışlarını daha önce hiç olmadığı kadar detaylı bir biçimde gözlemledik ve senkronize hareket ederek daha fazla balık tutabildiklerini bulduk.”

İki tarafın da faydalandığı ilişkileri bulmak zor

Doğada hayatta kalma mücadelesi genelde sınırlı kaynaklar, eşler ya da alanları elde etme savaşı olarak bilinir. Ancak iş birliği de bu denklemin çoğu zaman göz ardı edilen önemli bir parçası.

Aynı türün içinde takım oyunları ve senkronize hareketler oldukça yaygın (balıkların sürü halinde yüzmesi ya da aslanların topluca avlanması iyi örnekler) ama iki farklı hayvan türünün birlikte çalışması çok daha nadir bir olgu.

İnsanlar olarak tarihin başından beri doğayla kendi çıkarımız için etkileşime giriyoruz. Örneğin atalarımız vahşi kurtları alıp evcil köpeklere dönüştürdüler; avlanma ve koruma amaçlı kullandılar. Aynı şekilde kedileri de aralarına aldılar. Ancak farklı türlerin etkileşime girdiği örneklerde çoğu zaman sadece bir hayvan fayda sağlıyor. (Balıkçıların geride bıraktığı parçalarla beslenen köpekbalıkları gibi.)

Her iki tarafa da fayda sağlayan bir ilişki bulmak çok daha zor. Ancak iki farklı türün aynı avın peşinde olduğu zamanlarda bile bir kazan-kazan durumu yaratmak mümkün.

Fotoğraf: Mauricio Cantor (Oregon State Üniversitesi)

İnsanlarla yunuslar ve balinalar gibi deniz memelilerinin av amaçlı iş birliği buna çok iyi bir örnek.

Geçmişte balina avcıları Güneydoğu Avustralya kıyılarındaki çubuklu balinaları avlamak için orkalarla birlikte hareket ediyordu. Diğer yandan Doğu Avustralya’daki Aborjinlerin aktardığı anekdotlarda, bir zamanlar yunusların ve insanların birlikte avlanmasının bugünküne kıyasla çok daha yaygın bir durum olduğu belirtiliyor.

Laguna’nın geleneksel balıkçıları bu yakın iş birliğinin günümüze kadar ulaşmış nadir örneklerinden.

Burada hem balıkçılar hem de yunuslar birbirlerinin vücut dillerini okumayı ve buna göre hareket etmeyi biliyor.

Araştırma kapsamında, GPS özelliği bulunan bileklikler takan balıkçıların, yunuslar kıyıya yaklaşır yaklaşmaz onlara doğru ilerlediği görüldü. Dahası yunuslar ortalıktayken balıkçıların ağ atma sıklığı daha yüksekti.

Yunusların kıyıda dolaşması tekir balıklarının yakınlarda olduğuna dair açık bir işaret. Yunusların yüzgeçlerini izleyen balıkçıların sığ sularda balık avlama ihtimali diğerlerinin 17 katı. Üstelik bu balıkçılar yunusları izlemeyenlerin dört katı miktarda balık avlıyor.

Araştırmanın bilim dergisi PNAS’te yayımlanan sonuç makalesinde, “Yunuslar balıkçılara toplayıcılık faydası sağlıyor. Yunusların olduğu zamanlarda tekir miktarı diğer zamanlara göre daha fazla oluyor” ifadeleri kullanıldı.

Yunuslar bu işten ne kazanıyor?

Peki yunusların bu işten çıkarı ne? Sonuçta bir yunusun mideye indirdiği tekirleri saymak ağdaki balıkları saymaktan daha zor. Peki bir yunusun insanlar varken avlanmasıyla insanlar yokken avlanması arasındaki fark ne?

Araştırmacılar bu soruya yanıt bulmak için de suyun altındaki ve üstündeki bazı ipuçlarını takip etti. Suyun üstünde yapılan incelemelerde, yunusların balıkçılara epey yaklaştığı ve balığın bol olduğu noktaları suya dalarak işaret ettiği görüldü.

Su altındaki bulgular daha da ilginçti. Balıkçıların ağ attığı anlarda yunuslar ekolokasyon tıklamalarını artırıyordu. Dahası ağların aşağıda olduğu anlarda yunusların dalış süreleri de uzuyordu.

Araştırmacıların tahminine göre, balıkçıların ağ atması balık sürüsünün düzenini bozuyor ve ağdan kaçmak isteyen balıkların tek başlarına sağa sola dağılmalarına neden oluyor. Yunuslar da bundan faydalanıp tek başına kalan bu tekirleri daha kolay avlıyor. Su altında çekilen video görüntülerinde de yunusların tekirleri ağdan kaptığı görülebiliyor. Balıkçılar da bu durumun sık sık yaşandığını dile getiriyor.

Çalışma kapsamında görüşülen balıkçıların tamamı deniz memelilerinin bu sayede fazladan balık yiyebildiklerini söyledi. Araştırmacılar insanlarla iş birliği yapan şişe burunlu yunusların hayatta kalma ihtimalinin diğerlerine kıyasla yüzde 13 daha yüksek olduğunu hesapladı.

Eğer bölgede yaşayan yunuslara, balıklara ya da insanlara bir şey olursa bu fayda ilişkisi ortadan kalkabilir. Çünkü genetik açıdan bu memelilerin hiçbir özel yanı bulunmuyor. Davranışları tamamen bağlamdan kaynaklanıyor ve bu bağlamın ne kadar süre daha devam edeceği bilinmiyor.

İnsanlarla doğal yaşam arasındaki mutualizmin günden güne azaldığına dikkat çeken Cantor, bu ilişkileri elimizden geldiğince korumamız gerektiğini vurguladı.


Science Alert‘ün haberi. Sevin Turan Türkçeleştirdi.

SondakikaWorld CEO | Co Founder | Web Developer | Graphic Designer

Tepkiniz nedir?

İlgili Yazılar

1 of 7.866

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir