İbadet

Cevşeni Kebir Duası

Cevşen-i Kebir Duası (Arapça: دعاء الجوشن الكبير); Peygamber Efendimizden (s.a.a) nakledilen ve yüz bölümde, Allah’ın 1001 isim ve sıfatını içeren duadır. Bu duayı Cebrail (a.s) Allah Resulüne (s.a.a) öğretmiştir. Günümüzde bu dua Şiaların, Kadir gecelerinde yaptıkları ihya merasimlerinin sabit bir parçasıdır. Bazıları rivayetlerin tavsiyesi üzerine Cevşen-i Kebir duasını kefenlerin üzerine yazmaktadır.

İmam Seccad (a.s) babası İmam Hüseyin’den (a.s), o da İmam Ali’den ve İmam Ali de (a.s) Allah Resulünden (s.a.a) şöyle nakletmiştir: Resul-ü Ekrem (s.a.a) savaşların birinde vücudunu rahatsız eden ağır bir zırh giymişti. O sırada Cebrail (a.s) nazil oldu ve Allah’ın selamını ilettikten sonra şöyle buyurdu: “Bu zırhı bedeninden çıkar. Onun yerine senin ve ümmetin için eman vesilesi olan şu duayı oku.”[1] Bu duanın Cevşen-i Kebir (büyük zırh) duası olarak adlandırılması da bundan dolayıdır. Cevşen-i Kebir Duasını Kef’em’i “el-Misbah” ve “el-Beledu’l Emin” kitaplarında nakletmiştir.

Cevşen-i Kebir duası yüz bölümden oluşmaktadır ve içerisinde Allah’ın on bir isminin bulunduğu 55. bölümün haricinde, her bölümde Allah’ın isimlerinden on isim yer almaktadır. Dolayısıyla bu duada Allah’ın 1001 ismi bulunmaktadır. Her bölümüm sonunda şu ibaret okunmaktadır:

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim! 

         سُبْحَانَک‏ یا لَا إِلَهَ‏ إِلَّا أَنْتَ‏ الْغَوْثَ‏ الْغَوْثَ‏ خَلِّصْنَا مِنَ‏ النَّارِ یا رَبِّ

“Beledu’l Emin” kitabında ise, her bölümün başında “Bismillah” ve sonunda da bu dua böyle zikredilmiştir:

Münezzehsin sen ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! (Allah’ım) Muhammed ve Ehlibeyt’ine rahmet eyle ve bizi (cehennem) ateşinden kurtar. Ey Rabbim! Ey celal ve ikram sahibi! Ey merhametlilerin en merhametlisi!

  سُبْحَانَک‏ یا لَا إِلَهَ‏ إِلَّا أَنْتَ‏ الْغَوْثَ‏ الْغَوْثَ‏ صَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِهِ وَ خَلِّصْنَا مِنَ النَّارِ یا رَبِّ یا ذَا الْجَلَالِ وَ الْإِکرَامِ یا أَرْحَمَ الرَّاحِمِینَ

“Zadu’l Mead” kitabında her faslın başında o fasıl için bir özellik de beyan edilmiştir. Örneğin: Üçüncü ve yirmi dördüncü bölümlerin yardım ve rızkın artması için  ve kırk yedinci faslın ise, kalp ve gözün nuraniyeti için olduğu belirtilmiştir.

Bu duada bulunan Allah’ın isimleri ve diğer tabirler Kur’an-ı Kerim’den alınmıştır. Onların kafiyeli bir şekilde yan yana getirilmelerinin yanı sıra, son harfler noktasında da birbirine benzer olarak zikredilmişlerdir.

1- Rivayetlere binaen bu duayı okumanın faziletleri şunlardır:

2- Her kim evden çıkarken bu duayı okursa, Allah-u Teala onu korur ve çok sevap verir.

3- Kim bu duayı kefenine yazarsa, kabir azabından korunur.

4- Her kim bu duayı Ramazan ayının başında halis niyetle okursa, Allah-u Teala ona Kadir gecesini kavramayı nasip eder.

5- Birisi bu duayı Ramazan ayında üç defa okursa, Hak Teala cesedini cehennem ateşine haram kılar; cenneti ona vadeder; onu günahkârlardan koruyacak iki melek görevlendirir ve hayatı boyunca Allah’ın emanında olur.

Cevşen-i Kebir duası Şiaların Kadir gecelerinde ferdi ve toplu olarak okuduğu yaygın dualardandır.

Cevşen-i Kebir Duasının Türkçe Alt Yazılı Videosunu İzlemek İçin tıklayınız…

بِسْمِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

(1)

اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِاسْمِكَ يا اَللهُ يا رَحْمنُ يا رَحيمُ يا كَريمُ يا مُقيمُ يا عَظيمُ يا قَديمُ يا عَليمُ يا حَليمُ يا حَكيمُ

Allahumme inni es’eluke bismike, Ya Allah-u Ya Rahmanu Ya Rahimu Ya Kerimu Ya Mugimu Ya Azimu Ya Kadimu Ya Alimu Ya Halimu Ya Hekimu

Allah’ım! Ben, ismin hakkına sana el açıyorum; (hacetlerimi) senden diliyorum; ey Allah, ey dünyada hem mümine hem kâfire merhamet eden (Rahman), ey ahirette sadece müminlere merhamet edecek (Rahîm), ey iyilik ve ikramı bol olan (Kerîm), ey her şeyi ayakta tutan (Mukîm), ey azamet ve yücelik sahibi (Azîm), ey varlığının evveli olmayan (Kadîm), ey her şeyi bilen (Alîm), ey kullarını cezalandırmada acele etmeyen hilim sahibi (Halîm), ey hikmet sahibi (Hekîm)!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(2)

يا سَيِّدَ السّاداتِ يا مُجيبَ الدَّعَواتِ يا رافِعَ الدَّرَجاتِ يا وَلِيَّ الْحَسَناتِ يا غافِرَ الْخَطيئاتِ يا مُعْطِيَ الْمَسْأَلاتِ يا قابِلَ التَّوْباتِ يا سامِعَ الأَصْواتِ يا عالِمَ الْخَفِيّاتِ يا دافِعَ الْبَلِيّاتِ.

Ya seyyide’s sadati ya mucibe’d de’evati ya rafie’d derecati ya veliye’l hesenati ya ğafire’l hatiy’at ya mu’tiye’l mes’elati ya gabile’t tevbati ya samie’l esvati ya alime’l hafiyyati ya dafie’l beliyyat

Ey efendilerin efendisi olan, ey duaları kabul eden, ey dereceleri yücelten, ey iyiliklerin sahibi olan, ey hataları bağışlayan, ey bütün istekleri veren, ey tövbeleri kabul eden, ey bütün sesleri işiten, ey bütün gizlilikleri / sırları bilen, ey belâları/felâketleri def eden!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(3)

يا خَيْرَ الْغافِرينَ يا خَيْرَ الْفاتِحينَ يا خَيْرَ النّاصِرينَ يا خَيْرَ الْحاكِمينَ ياخَيْرَ الرّازِقينَ يا خَيْرَ الْوارِثينَ يا خَيْرَ الْحامِدينَ يا خَيْرَ الذّاكِرينَ يا خَيْرَ الْمُنْزِلينَ يا خَيْرَ الْمُحْسِنينَ.

Ya hayre’l gafirine ya hayre’l fatihine ya hayre’n nasirine ya hayre’l hakimine ya hayre’r razigine ya hayre’l varisine ya hayre’l hamidine ya hayre’z zakirine ya hayre’l munzirine ya hayre-l muhsinine

Ey bağışlayanların en iyisi, ey (müşkül meseleleri çözüp) açanların en iyisi, ey yardım edenlerin en iyisi, ey hükmedenlerin en iyisi, ey rızk verenlerin en iyisi, ey vârislerin en iyisi, ey övücülerin en iyisi, ey kendisini ananları en iyi anan, ey en iyi nazil eden, ey iyilik edenlerin en iyisi!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(4)

يا مَنْ لَهُ الْعِزَّةُ وَالْجَمالُ يا مَنْ لَهُ الْقُدْرَةُ وَالْكَمالُ يا مَنْ لَهُ الْمُلْكُ وَالْجَلالُ يا مَنْ هُوَ الْكَبيرُ الْمُتَعالُ يا مُنْشِىءَ الْسَّحابِ الثِّقالِ يا مَنْ هُوَ شَديدُ الِمحالِ يا مَنْ هُوَ سَريعُ الْحِسابِ يا مَنْ هُوَ شَديدُ الْعِقابِ يا مَنْ عِنْدَهُ حُسْنُ الثَّوابِ يا مَنْ عِنْدَهُ اُمُّ الْكِتابِ

Ya men lehu’l izzeti ve-l cemali ya men lehu-l gudreti ve-l kemali ya men lehu-l mulku ve-l celali ya men hüve-l kebiru’l muteali ya munşie’s sehabi’s sigali ya men huve şedidu’l mihali ya men huve seriu’l hisabi ya men huve şedidu’l igabi ya men indehu husnu’s sevabi ya men indehu ummu-l kitabi

Ey izzet ve güzelliğin gerçek sahibi, ey kudret ve kemalin sahibi, ey mülk ve celalin sahibi, ey büyük ve yüce olan, ey ağır (yağmur yüklü) bulutları icat eden, ey kudret ve intikamı şiddetli olan, ey (mahlûkatın) hesabını süratle gören, ey şiddetli cezaya çarptıran, ey kendi katında en iyi sevabı bulunan, ey (yüce) katında Ümm’ül-Kitap (Levh-i Mahfuz) bulunan!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(5)

اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِاسْمِكَ يا حَنّانُ يا مَنّانُ يا دَيّانُ يا بُرْهانُ يا سُلْطانُ يا رِضْوانُ يا غُفْرانُ يا سُبْحانُ يا مُسْتَعانُ يا ذَا الْمَنِّ وَالْبَيانِ

Allahumme inni es’eluke bismike ya hennanu ya mennanu ya deyyanu ya burhanu ya sultanu ya rızvanu ya ğufranu ya subhanu ya musteanu ya ze-l menni ve-l beyani

Allah’ım, ben, ismin hakkına sana el açıyorum; (hacetlerimi) senden diliyorum; ey şefkatli (Hannân), ey çok iyilik ve ihsan sahibi (Mennân), ey (hiçbir ameli) karşılıksız bırakmayan (Deyyân), ey (yolunu kaybedenler için delil) (Burhân), ey gerçek saltanat sahibi (Sultân), ey (sâlih kullarını) hoşnut eden (Rızvân), ey (günahları) bol bol bağışlayan (Gufrân), ey (bütün eksikliklerden kusurlardan) münezzeh olan (Sübhân), ey kendisinden yardım dilenen (Müsteân), ey ihsan ve beyan sahibi!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(6)

 يا مَنْ تَواضَعَ كُلُّ شَيْءٍ لِعَظَمَتِهِ يا مَنِ اسْتَسْلَمَ كُلُّ شَيْءٍ لِقُدْرَتِهِ يا مَنْ ذَلَّ كُلُّ شَيْءٍ لِعِزَّتِهِ يا مَنْ خَضَعَ كُلُّ شَيْءٍ لِهَيْبَتِهِ يا مَنِ انْقادَ كُلُّ شَيْءٍ مِنْ خَشْيَتِهِ يا مَنْ تَشَقَّقَتِ الْجِبالُ مِنْ مَخافَتِهِ يا مَنْ قامَتِ السَّماواتُ بِاَمْرِهِ يا مَنِ اسْتَقَرَّتِ الأَرَضُونَ بِاِذْنِهِ يا مَنْ يُسَبِّحُ الرَّعْدُ بِحَمْدِهِ يا مَنْ لا يَعْتَدي عَلى اَهْلِ مَمْلَكَتِهِ

Ya men tevaze-e kullu şey’in li azemetihi ya menistesleme kullu şey’in li gudretihi ya men zulle kullu şey’in li izzetihi ya men heze-e kullu şey’in li heybetihi ya men ingade kullu şey’in min heşyetihi ya men teşeggegeti-l cibalu min mehafetihi ya men gameti-s semavati bi emrihi ya men istegerreti-l erezune bi iznihi ya men yusebbihurre’du bi hemdihi ya men la ye’tedi ela ehli memleketihi

Ey azametine her şeyin boyun eğdiği, ey kudretine her şeyin teslim olduğu, ey izzetine karşı her şeyin zelil olduğu, ey heybetine karşı her şeyin eğildiği, ey korkusundan her şeyin boyun eğdiği, ey korkusundan dağların yarılıp parçalandığı, ey emriyle göklerin ayakta durduğu, ey izniyle yerlerin karar kıldığı, ey gök gürültüsünün kendisini hamd ile tesbih ettiği, ey memleketinin ehline (yaratıklarına) zulmetmeyen!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(7)

يا غافِرَ الْخَطايا يا كاشِفَ الْبَلايا يا مُنْتَهَى الرَّجايا يا مُجْزِلَ الْعَطايا يا واهِبَ الْهَدايا يا رازِقَ الْبَرايا يا قاضِيَ الْمَنايا يا سامِعَ الشَّكايا يا باعِثَ الْبَرايا يا مُطْلِقَ الأُسارى

Ya gafire-l hataya ya kaşife-l belaya ya muntehe-r recaya ya muczile-l etaya ya vahibe-l hedaya ya razige-l beraya ya gaziye-l menaya ya samie-ş şekaya ya baise-l beraya ya mutlige-l usara

Ey hataları bağışlayan, ey belâları bertaraf eden, ey ümitlerin son noktası, ey bağışları bol bol veren, ey hediyeleri inâyet eden, ey yaratıklara rızk veren, ey arzuları yerine getiren, ey (kullarından gelen) şikâyetleri işiten, ey yaratıkları (Kıyamet günü yeniden diriltip) ayağa kaldıran, ey esirleri azat edip hürriyetine kavuşturan!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(8)

ياذَا الْحَمْدِ وَالثَّناءِ يا ذَا الْفَخْرِ وَاْلبَهاءِ يا ذَا الْمَجْدِ وَالسَّناءِ يا ذَا الْعَهْدِ وَالْوَفاءِ يا ذَا الْعَفْوِ وَالرِّضاءِ يا ذَا الْمَنِّ وَالْعَطاءِ يا ذَا الْفَضْلِ وَالْقَضاءِ يا ذَا الْعِزِّ وَالْبَقاءِ يا ذَا الْجُودِ وَالسَّخاءِ يا ذَا الآلاءِ وَالنَّعْماءِ

Ya ze’l hamdi ve-s sena ya ze’l fahri ve’l beha ya ze’l mecdi ve-s sena ya ze’l ahdi ve-l vefa ya ze-l afvi ve-r rıza ya ze-l menni ve-l ata ya ze-l fazli ve-l gaza ya ze-l izzi ve-l bega ya ze-l cudi ve-s seha ya ze-l ala’i ve-n ne’ma

Ey hamd ve senanın sahibi, ey iftihar ve değerin sahibi, ey şeref ve yüceliğin sahibi, ey ahd ve vefanın sahibi, ey af ve rızanın sahibi, ey ihsan ve bağışın sahibi, ey kesin söz ve hükmün sahibi, ey izzet ve bekânın (sonsuzluğun) sahibi, ey cömertlik ve eli açıklığın sahibi, ey gizli ve açık nimetlerin sahibi!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(9)

اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِاسْمِكَ يا مانِعُ يا دافِعُ يا رافِعُ يا صانِعُ يا نافِعُ يا سامِعُ يا جامِعُ يا شافِعُ يا واسِعُ يا مُوسِعُ.

Allahumme inni es’eluke bismike ya maniu ya dafiu ya rafiu ya saniu ya nafiu ya samiu ya camiu ya şafiu ya vasiu ya musiu

Allah’ım, ben, ismin hakkına sana el açıyorum; (hacetlerimi) senden diliyorum; ey (istemediği şeye) engel olan, ey (zararlı şeyleri ve engelleri) defeden, ey yücelten, ey (her şeyi) sanatla yaratan, ey menfaat ve fayda veren, ey (bütün sesleri) işiten, ey (istediğini istediği şekilde) toplayan, ey (kullarına) şefaat eden (kulları hakkında şefaat izni veren ve yapılan şefaati kabul eden), ey (rahmeti) geniş olan, ey (başkalarına rahmet ve nimetini) genişletip bollaştıran!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(10)

 يا صانِعَ كُلِّ مَصْنُوعٍ يا خالِقَ كُلِّ مَخْلُوقٍ يا رازِقَ كُلِّ مَرْزُوقٍ يا مالِكَ كُلِّ مَمْلُوكٍ يا كاشِفَ كُلِّ مَكْرُوبٍ يا فارِجَ كُلِّ مَهْمُومٍ يا راحِمَ كُلِّ مَرْحُومٍ يا ناصِرَ كُلِّ مَخْذُولٍ يا ساتِرَ كُلِّ مَعْيُوبٍ يا مَلْجَأَ كُلِّ مَطْرُودٍ.

Ya sanie kulli mesnuin ya halike kullu mehlukin ya razige kulli merzugin ya malike kulli memlukin ya kaşife kulli mekrubin ya farice kulli mehmumin ya rahime kulli merhumin ya nasire kulli mehzulin ya satire kulli magyubin ya melce’e kulli metrudin

Ey her sanatın (icat edilenin) sanatkârı, ey her yaratılanın yaratıcısı, ey her rızıklananın rızk vereni, ey her sahip olunacak şeyin (gerçek) sahibi, ey her sıkıntıda olanın sıkıntısına son veren, ey bütün kederlilerin kederlerini gideren, ey bütün acınacak kimselerin (hâline) merhamet eden, ey bütün yalnız yardımsız kalanlara yardım eden, ey her kusur sahibinin kusurunu örten, ey bütün kovulmuşların sığınağı olan!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(11)

 يا عُدَّتى عِنْدَ شِدَّتي يا رَجائي عِنْدَ مُصيبَتي يا مُونِسي عِنْدَ وَحْشَتي يا صاحِبي عِنْدَ غُرْبَتي يا وَلِيّي عِنْدَ نِعْمَتي يا غِياثي عِنْدَ كُرْبَتي يا دَليلي عِنْدَ حَيْرَتي يا غَنائي عِنْدَ افْتِقاري يا مَلجَئي عِنْدَ اضْطِراري يا مُعيني عِنْدَ مَفْزَعي.

Ya uddeti inde şiddeti ya recai inde musibeti ya munisi inde vahşeti ya sahibi inde qurbeti ya veliyyi inde ni’meti ya ğiyasi inde kurbeti ya delili inde hayreti ya qenai inde iftihari ya melcei inde iztirari ya muini inde mefze’i

Ey zor durumumda hazırlığım/sermayem, ey musibet zamanımda ümidim, ey korku zamanımda can yoldaşım, ey yalnızlık/gurbet zamanımda arkadaşım, ey nimetli zamanımda velinimetim, ey sıkıntılı zamanımda imdadım, ey şaşkın hâllerimde kılavuzum, ey fakirlik/ihtiyaç zamanımda zenginliğim, ey perişanlık durumumda sığınağım, ey korktuğum zamanlarda yardımcım!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(12)

 يا عَلاّمَ الْغُيُوبِ يا غَفّارَ الذُّنُوبِ يا سَتّارَ الْعُيُوبِ يا كاشِفَ الْكُرُوبِ يا مُقَلِّبَ الْقُلُوبِ يا طَبيبَ الْقُلُوبِ يا مُنَوِّرَ الْقُلُوبِ يا اَنيسَ الْقُلُوبِ يا مُفَرِّجَ الْهُمُومِ يا مُنَفِّسَ الْغُمُومِ

Ya allame-l quyubi ya qaffare-z zunubi ya settare-l uyubi ya kaşife-l kurubi ya mugellibe-l gulubi ya tabibe-l qulubi ya munevvire-l qulubi ya enise-l qulubi ya muferrice-l humumi ya muneffise-l ğumumi

Ey “gayb” olanları bilen, ey günahları bağışlayan, ey ayıpları örten, ey sıkıntıları gideren, ey kalpleri değiştiren, ey kalplerin tabibi olan, ey kalpleri nurlandıran, ey kalplerin arkadaşı, ey hüzünlere son veren, ey gamları yok eden!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(13)

اَللّـهُمَّ اِنّى اَسْأَلُكَ بِاْسمِكَ يا جَليلُ يا جَميلُ يا وَكيلُ يا كَفيلُ يا دَليلُ يا قَبيلُ يا مُديلُ يا مُنيلُ يا مُقيلُ يا مُحيلُ

 Allahumme inni es’eluke bismike ya celilu ya cemilu ya vekilu ya kefilu ya delilu ya qabilu ya mudilu ya munilu ya muqilu ya muhilu

Allah’ım, ben, ismin hakkına sana el açıyorum; (hacetlerimi) senden diliyorum; ey celâl/yücelik sahibi (Celîl), ey cemal/güzellik sahibi (Cemîl), ey (kullarının) işini yoluna koyan (Vekil), ey (kullarının gücü yetmeyen) işlerini kendi üzerine alan (Kefîl), ey (kullarına) yol gösteren (Delil), ey bütün istenilenlere kefil olan (Kabîl), ey çok (nimetleri ve…) elden ele dolaştıran (Mudîl), ey bağış ve lütuf sahibi (Munîl), ey (kullarının hata ve günahlarını) bağışlayan (Mukîl), ey (âlemde istediği her türlü) tasarrufu yapabilen (Muhîl)!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(14)

يا دَليلَ الْمُتَحَيِّرينَ يا غِياثَ الْمُسْتَغيثينَ يا صَريخَ الْمُسْتَصْرِخينَ يا جارَ الْمُسْتَجيرينَ يا اَمانَ الْخائِفينَ يا عَوْنَ الْمُؤْمِنينَ يا راحِمَ الْمَساكينَ يا مَلْجَأَ الْعاصينَ يا غافِرَ الْمُذْنِبينَ يا مُجيبَ دَعْوَةِ الْمُضْطَرّينَ

Ya delile-l mutehayyirine ya qiyase-l musteqisine ya serihe-l mustesrihine ya care-l mustecirine ya emane-l haifine ya avne-l muminine ya rahime-l mesakine ya melce’e-l asine ya ğafire-l muznibine ya mucibe-d de’veti-l muzterrine,

Ey şaşırıp kalanların yol göstericisi, ey yardım dileyenlere yardım eden, ey medet isteyenlere imdat eden, ey sığınak dileyenleri sığındıran, ey korkanların güvencesi, ey müminlerin yardımcısı, ey fakirlere/düşkünlere merhamet eden, ey (dönüş yapan) asilerin / günahkârların sığınağı olan, ey günahkârları bağışlayan, ey darda kalan / perişan olanların duasını kabul eden!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(15)

يا ذَا الْجُودِ وَالاِحْسانِ يا ذَا الْفَضْلِ وَالاِمْتِنانِ يا ذَا الأَمْنِ وَالأَمانِ يا ذَا الْقُدْسِ وَالسُّبْحانِ يا ذَا الْحِكْمَةِ وَالْبَيانِ يا ذَا الرَّحْمَةِ وَالرِّضْوانِ يا ذَا الْحُجَّةِ وَالْبُرْهانِ يا ذَا الْعَظَمَةِ وَالسُّلْطانِ يا ذَا الرَّأْفَةِ وَالْمُسْتَعانِ يا ذَا العَفْوِ وَالْغُفْرانِ

Ya ze-l cudi ve-l ihsan ya ze-l fazli ve-l imtinani ya ze-l emni ve-l eman ya ze-l kudsi ve-s subhani ya ze-l hikmeti ve-l beyani ya ze-r rehmeti ve-r rizvani ya ze-l hucceti ve-l burhani ya ze-l azemeti ve-s sultani ya ze-r re’feti ve-l musteani ya ze-l afvi ve-l qufrani

Ey cömertlik ve ihsan sahibi, ey fazl, kerem ve lütuf sahibi, ey emniyet ve güven sahibi, ey kudsiyet sahibi ve her noksanlıktan münezzeh olan, ey hikmet ve beyan sahibi, ey rahmet ve rızvan sahibi, ey kesin delil ve burhan sahibi, ey azamet ve saltanat sahibi, ey şefkat sahibi olan ve kendisinden yardım dilenen, ey af ve mağfiret sahibi olan!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(16)

يا مَنْ هُوَ رَبُّ كُلِّ شَيْءٍ يا مَنْ هُوَ اِلـهُ كُلِّ شَيءٍ يا مَنْ هُوَ خالِقُ كُلِّ شَيْءٍ يا مَنْ هُوَ صانِعُ كُلِّ شَيْءٍ يا مَنْ هُوَ قَبْلَ كُلِّ شَيْءٍ يا مَنْ هُوَ بَعْدَ كُلِّ شَيْءٍ يا مَنْ هُوَ فَوْقَ كُلِّ شَيْءٍ يا مَنْ هُوَ عالِمٌ بِكُلِّ شَيْءٍ يا مَنْ هُوَ قادِرٌ عَلى كُلِّ شَيْءٍ يا مَنْ هُوَ يَبْقى وَيَفْنى كُلُّ شَيْءٍ.

 Ya men huve rabbu kulli şey’in ya men huve ilahu kulli şey’i ya men huve haliku kulli şey’in ya men huve saniu kulli şey’in ya men huve qable kulli şey’in ya men huve ba’de kulli şey’in ya men huve fevge kulli şey’in ya men huve alimun bi kulli şey’in ya men huve qadirun ala kulli şey’in ya men huve yebqa ve yefna kullu şey’in

Ey her şeyin Rabbi, ey her şeyin ilâhı, ey her şeyin yaratıcısı, ey her şeyin icat edeni/sanatkârı, ey her şeyden önce olan, ey her şeyden sonra kalacak olan, ey her şeyden üstün olan, ey her şeyi bilen, ey her şeye gücü yeten, ey her şey yok olduktan sonra kendisi baki kalan!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(17)

اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِاسْمِكَ يا مُؤْمِنُ يا مُهَيْمِنُ يا مُكَوِّنُ يا مُلَقِّنُ يا مُبَيِّنُ يا مُهَوِّنُ يا مُمَكِّنُ يا مُزَيِّنُ يا مُعْلِنُ يا مُقَسِّمُ.

Allahumme inni es’eluke bismike ya mu’minu ya muheyminu ya mukevvinu ya mulegginu ya mubeyyinu ya muhevvinu ya mumekkinu ya muzeyyinu ya mu’linu ya mugessimu

Allah’ım, ben, ismin hakkına sana el açıyorum; (hacetlerimi) senden diliyorum; ey emniyet ve güven veren (Mu’min), ey (her şeyi) hükmü altına alan/koruyup gözeten (Müheymin), ey varlıkları yoktan var eden (Mükevvin), ey (yaratıklarına gerekenleri) öğretip telkin eden (Mülakkın), ey (açıklanması gerekenleri) açıklayan (Mübeyyin), ey (zorlukları) kolaylaştıran (Mühevvin), ey (kullarına gereken) güç ve imkânı sağlayan (Mümekkin), ey (her şeyi uygun bir şekilde) süsleyen (Müzeyyin), ey (kullarına gerekenleri) ilân eden (Mu’lin), ey (yaratıklar arasında, rızk vb. bölüştürülmesi gereken şeyleri) taksim eden (Mukassim)!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(18)

يا مَنْ هُوَ فى مُلْكِهِ مُقيمٌ يا مَنْ هُوَ فى سُلْطانِهِ قَديمٌ يا مَنْ هُو فى جَلالِهِ عَظيمٌ يا مَنْ هُوَ عَلى عِبادِهِ رَحيمٌ يا مَنْ هُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَليمٌ يا مَنْ هُوَ بِمَنْ عَصاهُ حَليمٌ يا مَنْ هُوَ بِمَنْ رَجاهُ كَريمٌ يا مَنْ هُوَ في صُنْعِهِ حَكيمٌ يا مَنْ هُوَ فى حِكْمَتِهِ لَطيفٌ يا مَنْ هُوَ في لُطْفِهِ قَديمٌ

Ya men huve fi mulkihi mugimun ya men huve fi sultanihi gedimun ya men huve fi celalihi azimun ya men huve ala ibadihi rahimun ya men huve bi kulli şey’in elimun ya men huve bi men esahu helimun ya men huve bi men recahu kerimun ya men huve fi sun’ihi hekimun ya men huve fi hikmetihi letifun ya men huve fi lutfihi gedimun

Ey mülkünde daim ve sabit olan, ey saltanatında kadîm ve ezelî olan, ey celâlinde azîm olan, ey kullarına karşı merhamet sahibi olan, ey her şeyi (en iyi) bilen, ey emirlerine uymayanlara karşı hilimli/sabırlı olan, ey kendisine ümit bağlayanlara karşı lütuf ve kerem sahibi olan, ey yaratılış sanatında hikmet sahibi olan, ey hikmetinde lütuf ve inâyet sahibi olan, ey lütfunda da kadîm ve ezelî olan!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(19)

يا مَنْ لا يُرْجى إلاّ فَضْلُهُ يا مَنْ لا يُسْأَلُ إلاّ عَفْوُهُ يا مَنْ لا يُنْظَرُ إلاّ بِرُّهُ يا مَنْ لا يُخافُ إلاّ عَدْلُهُ يا مَنْ لا يَدُومُ إلاّ مُلْكُهُ يا مَنْ لا سُلْطانَ إلاّ سُلْطانُهُ يا مَنْ وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ رَحْمَتُهُ يا مَنْ سَبَقَتْ رَحْمَتُهُ غَضَبَهُ يا مَنْ اَحاطَ بِكُلِّ شَيْءٍ عِلْمُهُ يا مَنْ لَيْسَ اَحَدٌ مِثْلَهُ

Ya men la yurca illa fazluhu ya men la yus’elu illa afvuhu ya men la yunzeru illa birruhu ya men la yuhafu illa adluh ya men la yedumu illa mulkuhu ya men la sultane illa sultanuhu ya men vesiet kulle şey’in rahmetuhu ya men sebeget rehmetuhu qazebehu ya men ehate bi kulli şey’in ilmuhu ya men leyse ehedun mislehu

Ey ancak fazl ve keremi ümit edilen, ey ancak affı dilenen, ey ancak iyiliği beklenen, ey ancak adaletinden korkulan, ey ancak kendi mülkü daim ve ebedi olan, ey (âlemde) kendi saltanatından başka hiçbir saltanat ve hâkimiyet bulunmayan, ey rahmeti her şeyi kaplayan, ey rahmeti gazabının önüne geçen, ey ilmi her şeyi kuşatan, ey hiçbir şey onun gibi olmayan!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(20)

يا فارِجَ الْهَمِّ يا كاشِفَ الْغَمِّ يا غافِرَ الذَّنْبِ يا قابِلَ التَّوْبِ يا خالِقَ الْخَلْقِ يا صادِقَ الْوَعْدِ يا مُوفِيَ الْعَهْدِ يا عالِمَ السِّرِّ يا فالِقَ الْحَبِّ يا رازِقَ الأَنامِ

Ya farice-l hemmi ya kaşife-l qqmmi ya qafire-z zenbi ya gabile-t tevbi ya halike-l halki ya sabiqe-l ve’di ya mufiye-l qhdi ya alime-s sirri ya falige-l hebbi ya razige-l enami

Ey sıkıntıyı gideren, ey gam ve kedere son veren, ey günahı bağışlayan, ey tövbeyi kabul eden, ey yaratıkları yaratan, ey verdiği söze sadık kalan, ey ahdine vefa eden, ey gizliyi bilen, ey tohum tanesini yarıp filizlendiren, ey yaratıkları rızıklandıran!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(21)

اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِاسْمِكَ يا عَلِيُّ يا وَفِيُّ يا غَنِيُّ يا مَلِيُّ يا حَفِيُّ يا رَضِيُّ يا زَكِيُّ يا بَدِيُّ يا قَوِيُّ يا وَلِيُّ

Allahumme inni es’eluke bismike ya aliyyu ya vefiyyu ya qaniyyu ya meliyyu ya hafiyyu ya raziyyu ya zekiyyu ya bediyyu ya qaviyyu ya veliyyu

Allah’ım, ben, ismin hakkına sana el açıyorum; (hacetlerimi) senden diliyorum; ey yüce, ey vefalı (ahdine sadık), ey (mutlak) zenginliğe sahip olan, ey (kullarına) şefkatli davranan, ey (kullarına) ikram ve iyilikte bulunan, ey (kullarını) kendisinden razı eden, ey (bütün kusurlardan, eksikliklerden) münezzeh ve temiz olan, ey (yaratılışı) başlatan, ey güçlü, ey (müminlerin) velisi!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(22)

يا مَنْ اَظْهَرَ الْجَميلَ يا مَنْ سَتَرَ الْقَبيحَ يا مَنْ لَمْ يُؤاخِذْ بِالْجَريرَةِ يا مَنْ لَمْ يَهْتِكِ السِّتْرَ يا عَظيمَ الْعَفْوِ يا حَسَنَ التَّجاوُزِ يا واسِعَ الْمَغْفِرَةِ يا باسِطَ الْيَدَيْنِ بِالرَّحْمَةِ يا صاحِبَ كُلِّ نَجْوى يا مُنْتَهى كُلِّ شَكْوى

Ya men ezhere-l cemile ya men setere-l qabihe ya men lem yuahiz bi-l cerireti ya men lem yehtiki-s sitre ya azime-l afvi ya hesene-t tecavuzi ya vesie-l meğfireti ya basite-l yedeyni bi-r rahmeti ya sahibe kulli necva ya munteha kulli şekva

Ey güzel (şeyleri) açığa çıkaran, ey kötü ve çirkin (şeylerin) üzerini örten, ey (suçluyu) suçu sebebiyle (hemen) cezalandırmayan, ey (günahkârların ayıplarının/günahlarının üzerindeki) perdeyi yırtmayan, ey affı büyük olan, ey güzel bağışlayan, ey mağfireti geniş olan, ey rahmet ellerini (kullarına) sürekli açan, ey her sessiz yalvarışın sahibi (onu işiten, teveccüh eden), ey bütün şikâyetlerin ulaşacağı son nokta/son merci!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(23)

يا ذَا النِّعْمَةِ السّابِغَةِ يا ذَا الرَّحْمَةِ الْواسِعَةِ يا ذَا الْمِنَّةِ السّابِقَةِ يا ذَا الْحِكْمَةِ الْبالِغَةِ يا ذَا الْقُدْرَةِ الْكامِلَةِ يا ذَا الْحُجَّةِ الْقاطِعَةِ يا ذَا الْكَرامَةِ الظّاهِرَةِيا ذَا الْعِزَّةِ الدّائِمَةِ يا ذَا الْقُوَّةِ الْمَتينَةِ يا ذَا الْعَظَمَةِ الْمَنيعَةِ.

Ya ze-n ni’meti-s sabiqeti ya ze-r rehmeti-l vasieti ya ze-l minneti-s sabiqeti ya ze-l hikmeti-l baliqeti ya ze-l qudreti-l kamileti ya ze-l hucceti-l gatieti ya ze-l kerameti-z zahireti ya ze-l izzeti-d daimeti ya ze-l guvveti-l metineti ya ze-l ezemeti-l menieti

Ey bol nimetin sahibi, ey geniş rahmetin sahibi, ey (insanlar var olmadan/onlar istemeden) önce (onlara yönelik) minnet/ihsan sahibi olan, ey eksiksiz hikmet sahibi, ey mükemmel kudret sahibi, ey kesin hüccet ve delil sahibi, ey (her şeyde, her yerde) açık lütuf sahibi, ey ebedî izzet sahibi, ey sarsılmaz kudret sahibi, ey yüce azamet sahibi!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(24)

يا بَديعَ السَّماواتِ يا جاعِلَ الظُّلُماتِ يا راحِمَ الْعَبَراتِ يا مُقيلَ الْعَثَراتِ يا ساتِرَ الْعَوْراتِ يا مُحْيِيَ الأَمْواتِ يا مُنْزِلَ الآياتِ يا مُضَعِّفَ الْحَسَناتِ يا ماحِيَ السَّيِّئاتِ يا شَديدَ النَّقِماتِ

Ya bedie-s semavati ya caile-z zulumati ya rahime-l eberati ya mugile-l eserati ya satire-l evrati ya muhyiye-l emvati ya munzile-l ayati ya muzei’fe-l hesenati ya mahiye-s seyyiati ya şedide-n negimati

Ey gökleri benzersiz yaratan, ey karanlıkları (âlemin düzenine) yerleştiren, ey göz yaşlarına acıyan, ey sürçmeleri affeden, ey ayıpların (kötülüklerin) üzerini örten, ey ölüleri dirilten, ey âyetleri indiren, ey sevapları kat kat artıran, ey kötülükleri silip yok eden, ey intikam ve cezalandırması şiddetli olan!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(25)

اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِاسْمِكَ يا مُصَوِّرُ يا مُقَدِّرُ يا مُدَبِّرُ يا مُطَهِّرُ يا مُنَوِّرُ يا مُيَسِّرُ يا مُبَشِّرُ يا مُنْذِرُ يا مُقَدِّمُ يا مُؤَخِّرُ

Allahumme inni es’eluke bismike ya musevviru ya mugeddiru ya mudebbiru ya mutehhiru ya munevviru ya muyessiru ya mubeşşiru ya munziru ya mugeddimu ya muvehhiru

Allah’ım ben, ismin hürmetine sana el açıyorum; (hacetlerimi) senden diliyorum; ey (varlıklara) şekil veren, ey (âlemin her şeyine) belli bir ölçü ve nizamı yerleştiren, ey (bütün âlemleri) tedbir edip yöneten, ey (lâyık kullarını pisliklerden) temizleyen, ey (âlemi) nurlandıran, ey (zorlukları) kolaylaştıran, ey (iman ehlini) müjdeleyen, ey (günaha kapılanları) korkutan, ey (hak edenleri) öne geçiren, ey (hak etmeyenleri) geride bırakan!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(26)

يا رَبَّ الْبَيْتِ الْحَرامِ يا رَبَّ الشَّهْرِ الْحَرامِ يا رَبَّ الْبَلَدِ الْحَرامِ يا رَبَّ الرُّكْنِ وَالْمَقامِ يا رَبَّ الْمَشْعَرِ الْحَرامِ يا رَبَّ الْمَسْجِدِ الْحَرامِ يا رَبَّ الْحِلِّ وَالْحَرامِ يا رَبَّ النُّورِ وَالظَّلامِ يا رَبَّ التَّحِيَّةِ وَالسَّلامِ يا رَبَّ الْقُدْرَةِ فِي الأَنامِ

Ya rabbe-l beyti-l herami ya rebbe-ş şehri-l herami ya rebbe-l beledi-l herami ya rebbe-r rukni ve-l megami ya rebbe-l meş’eri-l herami ya rebbe-l mescidi-l herami ya rebbe-l hilli ve-l herami ya rebbe-n nuri ve-z zulami ya rebbe-t tehiyyeti ve-s selami ya rebbe-l gudreti fi-l enami

Ey hürmetli evin (Kâbe’nin) Rabbi, ey hürmetli ayın (haram ayların) Rabbi, ey hürmetli beldenin (Mekke’nin) Rabbi, ey (Kâbe’nin) rüknü-nün ve Makam-ı İbrâhim’in Rabbi, ey Meş’ar’ül-Harâm’ın Rabbi, ey Mescid’ül-Haram’ın Rabbi, ey Hill’in (Harem dışının) ve Harem’in Rabbi, ey nur ve karanlığın Rabbi, ey tahiyyât ve selâmın Rabbi, ey yaratıklardaki kudretin Rabbi (yaratanı, büyüteni)!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(27)

يا اَحْكَمَ الْحاكِمينَ يا اَعْدَلَ الْعادِلينَ يا اَصْدَقَ الصّادِقينَ يا اَطْهَرَ الطّاهِرينَ يا اَحْسَنَ الْخالِقينَ يا اَسْرَعَ الْحاسِبينَ يا اَسْمَعَ السّامِعينَ يا اَبْصَرَالنّاظِرينَ يا اَشْفَعَ الشّافِعينَ يا اَكْرَمَ الأَكْرَمينَ

Ya ehkeme-l hakimin ya e’dele-l adiline ya esdege-s sadigine ya ethere-t tahirine ya ehsene-l halikine ya esre’el hasibine ya esme’es sami’ine ya ebsere-n nazirine ya eşfe’eş şafi’ine ya ekreme-l ekremine

Ey hükmedenlerin hükmedicisi, ey adillerin en adaletlisi, ey doğruların en doğrusu, ey temiz olanların en temizi, ey yaratıcıların en iyisi, ey hesaba çekenlerin en süratlisi, ey işitenlerin en iyi işiteni, ey bakanların en iyi göreni, ey şefaatçilerin en iyisi, ey kerem sahiplerinin en keremlisi!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(28)

يا عِمادَ مَنْ لا عِمادَ لَهُ يا سَنَدَ مَنْ لا سَنَدَ لَهُ يا ذُخْرَ مَنْ لا ذُخْرَ لَهُ يا حِرْزَ مَنْ لا حِرْزَ لَهُ يا غِياثَ مَنْ لا غِياثَ لَهُ يا فَخْرَ مَنْ لا فَخْرَ لَهُ يا عِزَّ مَنْ لا عِزَّ لَهُ يا مُعينَ مَنْ لا مُعينَ لَهُ يا اَنيسَ مَنْ لا اَنيسَ لَهُ يا اَمانَ مَنْ لا اَمانَ لَهُ

Ya imade men la imade lehu ya senede men la senede lehu ya zuhre men la zuhre lehu ya hirze men la hirze lehu ya ğıyase men la ğıyase lehu ya fehre men la fehre lehu ya izze men la izze lehu ya muine men la muine lehu ya enise men la enise lehu ya emane men la emane lehu

Ey desteği olmayanların desteği, ey dayanağı bulunmayanların dayanağı, ey birikimi olmayanların birikimi, ey sığınağı olmayanların sığınağı, ey imdada koşacak kimsesi olmayanların imdadı, ey iftihar edecek kimsesi olmayanların iftiharı, ey izzeti olmayanların izzeti, ey yardımcısı olmayanların yardımı, ey arkadaşı olmayanların arkadaşı, ey emniyeti olmayanların emânı!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(29)

اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِاسْمِكَ يا عاصِمُ يا قائِمُ يا دائِمُ يا راحِمُ يا سالِمُ يا حاكِمُ يا عالِمُ يا قاسِمُ يا قابِضُ يا باسِطُ

Allahumme inni es’eluke bismike ya asimu ya gaimu ya daimu ya rahimu ya salimu ya hakimu ya alimu ya gasimu ya gabizu ya basitu

Allah’ım, ben ismin hakkına sana el açıyorum; (hacetlerimi) senden diliyorum; ey (yaratılanları) koruyan, ey (başkasına muhtaç olmayan) zatıyla ayakta duran, ey ebedi ve daimî olan, ey merhamet eden, ey (her kusurdan noksanlıktan) münezzeh olan zat, ey (âleme) hükmeden, ey (her şeyi) bilen, ey (bölüştürülmesi gerekenleri yaratıkları arasında adaletle) taksim eden, ey (dilediğine rızkını, nimetlerini) kısan, ey (dilediğine) genişleten, bol veren!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(30)

يا عاصِمَ مَنِ اسْتَعْصَمَهُ يا راحِمَ مَنِ اسْتَرْحَمَهُ يا غافِرَ مَنِ اسْتَغْفَرَهُ يا ناصِرَ مَنِ اسْتَنْصَرَهُ يا حافِظَ مَنِ اسْتَحْفَظَهُ يا مُكْرِمَ مَنِ اسْتَكْرَمَهُ يا مُرْشِدَ مَنِ اسْتَرْشَدَهُ يا صَريخَ مَنِ اسْتَصْرَخَهُ يا مُعينَ مَنِ اسْتَعانَهُ يا مُغيثَ مَنِ اسْتَغاثَهُ

Ya asimu men iste’semehu ya rahime men isterhemehu ya ğafire men isteğferehu ya nasire men istenserehu ya hafize men istehfezehu ya mukrime men istekremehu ya murşide men isterşedehu ya serihe men istesrehehu ya muine men isteanehu ya muğise men isteğasehu

Ey kendisinden, (günahlardan) korunmayı dileyeni koruyan, ey merhamet dileyene merhamet eden, ey mağfiret dileyeni bağışlayan, ey yardım isteyenlere yardım eden, ey kerem ve lütuf dileyene ikramda bulunan, ey irşat olmak isteyeni irşat eden, ey feryat edip kendisinden (yardım) dileyenin yardımına koşan, ey kendisinden inayet isteyene inayet eden, ey kendisinden medet bekleyene imdat eden!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(31)

يا عَزيزاً لا يُضامُ يا لَطيفاً لا يُرامُ يا قَيُّوماً لا يَنامُ يا دائِماً لا يَفُوتُ يا حَيّاً لا يَمُوتُ يا مَلِكاً لا يَزُولُ يا باقِياً لا يَفْنى يا عالِماً لا يَجْهَلُ يا صَمَداً لا يُطْعَمُ يا قَوِيّاً لا يَضْعُفُ

Ya azizen la yuzamu ya latifen la yuramu ya qayyumen la yenamu ya naimen la yefutu ya hayyen la yemutu ya meliken la yezulu ya baqiyen la yefna ya alimen la yechelu ya semeden la yut’emu la geviyyen la yez’ufu

Ey mağlup ve zelil edilmeyen, Azîz, ey hakikati idrak edilmeyen Latîf, ey (âlemleri) ayakta tutan ve hiçbir zaman uyumayan Kayyûm, ey yok olmayan ebedi, ey ölümsüz diri, ey saltanatı (hiçbir zaman) zevale uğramayacak Melik, ey asla fena bulmayacak Bâkî, ey kendisine (asla) cehalet arız olmayan Âlim, ey gıdaya muhtaç olmayan Samed, ey (hiçbir zaman) zaafa uğramayan Kavî!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(32)

 اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِاسْمِكَ يا اَحَدُ يا واحِدُ يا شاهِدُ يا ماجِدُ يا حامِدُ يا راشِدُ يا باعِثُ يا وارِثُ يا ضارُّ يا نافِعُ

Allahumme inni es’eluke bismike ya ehedu ya vahidu ya şahidu ya macidu ya hamidu ya raşidu ya baisu ya varisu ya zarru ya nafiu

Allah’ım, ben ismin hürmetine sana el açıyorum; (hacetlerimi) senden diliyorum; ey tek olan (Ehad), ey yegâne olan (Vâhid), ey (her yerde) hazır ve nazır olan (Şâhid), ey şan ve yücelik sahibi olan (Mâcid), ey (kendi zatı mukaddesine) hamd-ü sena eden (Hâmid), ey (yaratıklarına) yol gösteren (Râşid), ey (ölüleri diriltip kabirlerden) ayağa kaldıran (Bâis), ey (yaratıklardan sonra baki kalarak kâinatı) miras alacak (Vâris), ey (hak edeni veya imtihan için maslahat gördüğünü zarar ve ziyana uğratan (Zârr), ey (uygun gördüğüne de) menfaat veren (Nâfi’)!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(33)

 يا اَعْظَمَ مِنْ كُلِّ عَظيمٍ يا اَكْرَمَ مِنْ كُلِّ كَريمٍ يا اَرْحَمَ مِنْ كُلِّ رَحيمٍ يا اَعْلَمَ مِنْ كُلِّ عَليمٍ يا اَحْكَمَ مِنْ كُلِّ حَكيمٍ يا اَقْدَمَ مِنْ كُلِّ قَديمٍ يا اَكْبَرَ مِنْ كُلِّ كَبيرٍ يا اَلْطَفَ مِنْ كُلِّ لَطيفٍ يا اَجَلَّ مِن كُلِّ جَليلٍ يا اَعَزَّ مِنْ كُلِّ عَزيزٍ.

Ya e’zeme min kulli ezimin ya ekreme min kulli kerimin ya erheme min kulli rehimin ya e’leme min kulli elimin ya ehkeme min kulli hekimin ya egdeme min kulli gedimin ya ekbere min kulli kebirin ya eltefe min kulli letifin ya ecelle min kulli celilin ya ezze min kulli ezizin

Ey her büyükten daha büyük olan, ey bütün cömertlerden daha cömert olan, ey bütün merhametlilerden daha merhametli olan, ey bütün bilgililerden daha bilgili olan, ey bütün hikmet sahiplerinden daha çok hikmetli olan, ey her kadîmden daha Kadîm olan, ey her büyükten daha büyük olan, ey her lâtiften daha lâtif olan, ey her yüceden daha yüce olan, ey her azizden daha çok izzet sahibi olan!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(34)

 يا كَريمَ الصَّفْحِ يا عَظيمَ الْمَنِّ يا كَثيرَ الْخَيْرِ يا قَديمَ الْفَضْلِ يا دائِمَاللُّطْفِ يا لَطيفَ الصُّنْعِ يا مُنَفِّسَ الْكَرْبِ يا كاشِفَ الضُّرِّ يا مالِكَ الْمُلْكِ يا قاضِيَ الْحَقِّ.

Ya kerime-s sefhi ya ezime-l menni ya kesire-l heyri ya gedime-l fezli ya daime-l lutfi ya letife-s sun’i ya muneffise-l kerbi ya kaşife-z zurri ya maalike-l mulki ya gaziye-l heggi

Ey bağışlamada kerem ve lütfu bol olan, ey büyük iyilik ve nimet sahibi olan, ey hayrı çok olan, ey fazlı/ ihsanı kadîm ve ezelî olan, ey lütfu ebedi olan, ey sanatı lâtif ve güzel olan, ey sıkıntıyı gideren, ey bela ve zorluklara son veren, ey (varlık) mülkünün sahibi, ey hak ve hakikat üzere hüküm veren!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(35)

 يا مَنْ هُوَ في عَهْدِهِ وَفِيٌّ يا مَنْ هُوَ في وَفائِهِ قَوِيٌّ يا مَنْ هُوَ في قُوَّتِهِ عَلِيٌّ يا مَنْ هُوَ في عُلُوِّهِ قَريبٌ يا مَنْ هُوَ في قُرْبِهِ لَطيفٌ يا مَنْ هُوَ في لُطْفِهِ شَريفٌ يا مَنْ هُوَ في شَرَفِهِ عَزيزٌ يا مَنْ هُوَ في عِزِّهِ عَظيمٌ يا مَنْ هُوَ في عَظَمَتِهِ مَجيدٌ يا مَنْ هُوَ في مَجْدِهِ حَميدٌ

(35) Ya men huve fi ehdihi vefiyyun ya men huve fi vefaihi geviyyun ya men huve fi guvvetihi eliyyun ya men huve fi uluvvihi geribun ya men huve fi gurbihi letifun ya men huve fi lutfihi şerifun ya men huve fi şerefihi ezizun ya men huve fi izzihi ezimun ya men huve fi ezemetihi mecidun ya men huve fi mecdihi hemidun

Ey ahdinde vefalı, ey vefakârlığı güçlü, ey kuvvetinde yüce, ey yüce olduğu halde yakın, ey yakın olduğu halde lâtif, ey lütfuyla birlikte şerif, ey şerefiyle birlikte aziz, ey izzetinde azim, ey azametinde yüce, ey yüceliğinde övgüye layık!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(36)

اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِاسْمِكَ يا كافي يا شافي يا وافي يا مُعافي يا هادي يا داعي يا قاضي يا راضي يا عالي يا باقي.

Allahumme inni es’eluke bismike ya kafi ya Şafi ya vafi ya muafi ya hadi ya dai ya gazi ya razi ya ali ya bagi

Allah’ım, ben (mübarek) ismin hürmetine (hacetlerimi) senden diliyorum; ey (kendisine güvenip yönelene) yeterli gelen, ey (bütün dertlere) şifa veren, ey (verdiği ahde) vefa eden, ey sıhhat ve afiyet veren, ey (yaratıkları) hidayet eden, ey (kullarını iyiliğe ve cennete) davet eden, ey (hak üzere) hüküm veren, ey (salih ve itaatkâr) kullarından hoşnut olan, ey (her şeyiyle) yüce ve âli olan, ey (ebediyyen) baki kalan!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(37)

يا مَنْ كُلُّ شَيْءٍ خاضِعٌ لَهُ يا مَنْ كُلُّ شَيْءٍ خاشِعٌ لَهُ يا مَنْ كُلُّ شَيْءٍ كائِنٌ لَهُ يا مَنْ كُلُّ شَيْءٍ مَوْجُودٌ بِهِ يا مَنْ كُلُّ شَيْءٍ مُنيبٌ اِلَيْهِ يا مَنْ كُلُّ شَيْءٍ خائِفٌ مِنْهُ يا مَنْ كُلُّ شَيْءٍ قائِمٌ بِهِ يا مَنْ كُلُّ شَيْءٍ صائِرٌ اِلَيْهِ يا مَنْ كُلُّ شَيْءٍ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ يا مَنْ كُلُّ شَيْءٍ هالِكٌ إلاّ وَجْهَهُ

Ya men kullu şey’in haziun lehu ya men kullu şey’in haşiun lehu ya men kullu şey’in kainun lehu ya men kullu şey’in mevcudun bihi ya men kullu şey’in munibun ileyhi ya men kullu şey’in haifun minhu ya men kullu şey’in gaimun bihi ya men kullu şey’in sairun ileyhi ya men kullu şey’in yusebbihu bi hemdihi ya men kullu şey’in halikun illa vechehu

Ey her şeyin kendisine boyun eğdiği, ey her şeyin kendisinden korkup huşu gösterdiği, ey her şeyin kendisi için var olduğu, ey her şeyin kendisiyle vücut bulduğu, ey her şeyin kendisine döndüğü, ey her şeyin kendisinden korktuğu, ey her şeyin kendisiyle ayakta durduğu, ey her şeyin kendisine yöneldiği, hareket ettiği, ey her şeyin kendisini medh-u senasıyla tesbih ettiği, ey (Mukaddes vechinin) dışında her şeyin helâk olduğu!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(38)

يا مَنْ لا مَفَرَّ إلاّ اِلَيْهِ يا مَنْ لا مَفْزَعَ إلاّ اِلَيْهِ يا مَنْ لا مَقْصَدَ إلاّ اِلَيْهِ يا مَنْ لا مَنْجَىً مِنْهُ إلاّ اِلَيْهِ يا مَنْ لا يُرْغَبُ إلاّ اِلَيْهِ يا مَنْ لا حَوْلَ وَلا قُوَّةَ إلاّ بِهِ يا مَنْ لا يُسْتَعانُ إلاّ بِهِ يا مَنْ لا يُتَوَكَّلُ إلاّ عَلَيْهِ يا مَنْ لا يُرْجى إلاّ هُوَ يا مَنْ لا يُعْبَدُ إلاّ هو

(38) Ya men la meferre illa ileyhi ya men la mefze’e illa ileyhi ya men la megsede illa ileyhi ya men la menca minhu illa ileyhi ya men la yurğebu illa ileyhi ya men la hevle ve la guvvete illa bihi ya men la yusteanu illa bihi ya men la yutevekkelu illa eleyhi ya men la yurca illa huve ya men la yu’bedu illa huve

Ey (suçlular için) kendi dergâhından başka kaçılacak yer bulunmayan, ey kendisinden başka sığınılacak yer olmayan, ey kendisinden başka varılacak hedef ve maksat bulunmayan, (kahr-u gazabından kurtulmak için) kendi dergâhından başka kurtuluş yeri olmayan, ey ancak kendisine rağbet edilen, ey kendisinden başka güç ve kuvvet kaynağı olabilecek kimse bulunmayan, ey kendisinden başka kimseden yardım dilenilmeyen, ey kendisinden başkasına tevekkül edilmeyen, ey kendisinden başkası ümit edilmeyen, ey kendisinden başkasına ibadet edilmeyen!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(39)

يا خَيْرَ الْمَرْهُوبينَ يا خَيْرَ الْمَرْغُوبينَ يا خَيْرَ الْمَطْلُوبينَ يا خَيْرَ الْمَسْؤولينَ يا خَيْرَ الْمَقْصُودينَ يا خَيْرَ الْمَذْكُورينَ يا خَيْرَ الْمَشْكُورينَ يا خَيْرَ الَْمحْبُوبينَ يا خَيْرَ الْمَدْعُوّينَ يا خَيْرَ الْمُسْتَأْنِسينَ

(39) Ya heyre-l merhubine ya heyre-l merğubine ya heyre-l metlubine ya heyre-l mesuline ya heyre-l megsudine ya heyre-l mezkurine ya heyre-l meşkurine ya heyre-l mehbubine ya heyre-l med’uvvine ya heyre-l muste’nisine

Ey kendisinden korkulanların en iyisi, ey rağbet edilenlerin en iyisi, ey talep edilenlerin en iyisi, ey kendisinden istekte bulunulanların en iyisi, ey kendisine yönelinenlerin/maksûd olanların en iyisi, ey zikredilenlerin/anılanların en iyisi, ey şükredilenlerin en iyisi, ey sevilenlerin en iyisi, ey el açıp çağrılanların en iyisi, ey kendisine ünsiyet edilenlerin en iyisi!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(40)

اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِاسْمِكَ يا غافِرُ يا ساتِرُ يا قادِرُ يا قاهِرُ يا فاطِرُ يا كاسِرُ يا جابِرُ يا ذاكِرُ يا ناظِرُ يا ناصِرُ.

Allahumme inni es’eluke bismike ya ğafiru ya satiru ya gadiru ya gahiru ya fatiru ya kasiru ya cabiru ya zakiru ya naziru ya nasiru

Allah’ım, ben ismin hürmetine senden (hacetlerimi) diliyorum; ey (kullarının günahlarını) bağışlayan, ey (ayıpları, kötülükleri) örten, ey (her şeye) gücü yeten, ey (her şeye) galip gelen, ey (her şeyi yoktan var eden), ey (zalimlerin ihtişamını) kıran, ey (yaraları) saran, iyileştiren, ey (kendisini ananları) anan, ey (yaratıkların hâllerini) gören, ey (dostlarına) yardım eden!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(41)

يا مَنْ خَلَقَ فَسَوّى يا مَنْ قَدَّرَ فَهَدى يا مَنْ يَكْشِفُ الْبَلْوى يا مَنْ يَسْمَعُ النَّجْوى يا مَنْ يُنْقِذُ الْغَرْقى يا مَنْ يُنْجِي الْهَلْكى يا مَنْ يَشْفِي الْمَرْضى يا مَنْ اَضْحَكَ وَاَبْكى يا مَنْ اَماتَ وَاَحْيى يا مَنْ خَلَقَ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالأُنْثى

Ya men haleqe fesevva ya men qaddere feheda ya men yekşifu-l belva ya men yesmeu-n necva ya men yungizu-l qarga ya men yunci-l helka ya men yeşfi-l merza ya men ezheke ve ebka ya men emate ve ehya ya men hqlege-z zevceyni-z zekere ve-l unsa

Ey yaratıp da her şeyi yerli yerine koyan düzelten, ey (her şeyi) belli ölçüler ve sınırlara tabi kılıp, varması gereken hedefi gösteren, ey belâyı kaldıran, ey gizli sırları, yakarışları işiten, ey (sapıklık girdabında) boğulanları kurtaran, ey helâk olanları kurtaran, ey hastalara şifa veren, ey güldüren ve ağlatan, ey öldüren ve dirilten, ey erkek ve dişiden oluşan çiftler yaratan!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(42)

يا مَنْ فيِ الْبَرِّ وَالْبَحْرِ سَبيلُهُ يا مَنْ فِي الآفاقِ آياتُهُ يا مَنْ فِي الآياتِ بُرْهانُهُ يا مَنْ فِي الْمَماتِ قُدْرَتُهُ يا مَنْ فِي الْقُبُورِ عِبْرَتُهُ يا مَنْ فِي الْقِيامَةِ مُلْكُهُ يا مَنْ فِي الْحِسابِ هَيْبَتُهُ يا مَنْ فِي الْميزانِ قَضاؤُهُ يا مَنْ فِي الْجَنَّةِ ثَوابُهُ يا مَنْ فِي النّارِ عِقابُهُ

Ya men fi-l berri ve-l behri sebiluhu ya men fi-l afagi ayatuhu ya men fi-l ayati burhanuhu ya men fi-l memati gudretuhu ya men fi-l guburi ibretuhu ya men fi-l gıyameti mulkuhu ya men fi-l hisabi heybetuhu ya men fi-l mizani gezauhu ya men fi-l cenneti sevabuhu ya men fi-n nari igabuhu

Ey karada ve denizde yolu bulunan, ey dış âlemde ayet ve belirtiler sahibi olan, ey ayetler içinde delili olan, ey ölümde kudreti tecelli eden, ey kabirlerde alınacak ibret vesileleri bulunan, ey kıyamette saltanat sahibi olan, ey hesaba çekmede heybetli olan, ey mizanda hükmü geçerli olan, ey cennette sevabı/mükâfatı bulunan, ey (cehennem) ateşinde ceza ve azap sahibi olan!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(43)

يا مَنْ اِلَيْهِ يَهْرَبُ الْخائِفُونَ يا مَنْ اِلَيْهِ يَفْزَعُ الْمُذْنِبُونَ يا مَنْ اِلَيْهِ يَقْصِدُ الْمُنيبُونَ يا مَنْ اِلَيْهِ يَرْغَبُ الزّاهِدُونَ يا مَنْ اِلَيْهِ يَلْجَأُ الْمُتَحَيِّرُونَ يا مَنْ بِهِ يَسْتَأْنِسُ الْمُريدُونَ يا مَنْ بِه يَفْتَخِرُ الُمحِبُّونَ يا مَنْ في عَفْوِهِ يَطْمَعُ الْخاطِئُونَ يا مَنْ اِلَيْهِ يَسْكُنُ الْمُوقِنُونَ يا مَنْ عَلَيْهِ يَتَوَكَّلُ الْمُتَوَكِّلُونَ

Ya men ileyhi yehrebu-l haifune ya men ileyhi yefzeu-l muznibune ya men ileyhi yegsidu-l munibune ya men ileyhi yerğebu-z zahidune ya men ileyhi yelceu-l muteheyyirune ya men bihi yeste’nisu-l muridune ya men bihi yeftehiru-l muhibbune ya men fi efvihi yetmeu-l hatiune ya men ileyhi yeskunu-l muginune ya men eleyhi yetevekkelu-l mutevekkilune

Ey korkanların kendisine kaçtığı, ey günahkârların kendisine sığındığı, ey dönüş yapıp (tövbe edenlerin) yalnız kendine yöneldiği, ey zahitlerin ancak kendisine rağbet ettiği, ey şaşkınların kendisine iltica ettiği, ey müştak olanların yalnız kendisiyle ünsiyet bulduğu, ey sevenlerin kendisiyle iftihar ettiği, ey hatakârların affını arzuladığı, ey yakin ehli olanların (kalplerinin) ancak kendisiyle yatışıp huzur bulduğu, ey tevekkül edenlerin ancak kendisine güvendiği!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(44)

اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِاسْمِكَ يا حَبيبُ يا طَبيبُ يا قَريبُ يا رَقيبُ يا حَسيبُ يا مُهيبُ يا مُثيبُ يا مُجيبُ يا خَبيرُ يا بَصيرُ

Allahumme inni es’eluke bismike ya hebibu ya tebibu ya geribu ya regibu ya hesibu ya muhibu ya musibu ya mucibu ya hebiru ya besiru

Allah’ım, ben ismin hakkına sana el açıyorum; (hacetlerimi) senden diliyorum; ey (hakikat âşıklarının) sevgilisi, ey (bütün dertlerin) tabibi, ey (yarattıklarına) yakın, ey (kullarını) gözeten, ey (kulların amellerinin) hesabını gören, ey heybet ve vakar sahibi olan, ey (iyi amellere) sevap veren, ey (duaları) icabet eden, ey (her şeyden) haberdar olan, ey (her şeyi) gören!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(45)

يا اَقَرَبَ مِنْ كُلِّ قَريب يا اَحَبَّ مِنْ كُلِّ حَبيب يا اَبْصَرَ مِنْ كُلِّ بَصير يا اَخْبَرَ مِنْ كُلِّ خَبير يا اَشْرَفَ مِنْ كُلِّ شَريف يا اَرْفَعَ مِنْ كُلِّ رَفيع يا اَقْوى مِنْ كُلِّ قَوِيٍّ يا اَغْنى مِنْ كُلِّ غَنِيٍّ يا اَجْوَدَ مِنْ كُلِّ جَواد يا اَرْاَفَ مِنْ كُلِّ رَؤوُف

Ya aqrebe min kulli qaribin ya ehebbe min kulli hebibin ya ebsere min kulli besirin ya ehbere min kulli hebirin ya eşrefe min kulli şerifin ya erfe’e min kulli refi’in ya egva min kulli geviyyin ya eğna min kulli ğeniyyin ya ecvede min kulli cevadin ya er’efe min kulli reufin

Ey her yakından daha yakın, ey her sevilenden daha çok sevilen, ey her görenden daha iyi gören, ey haberdar olanların hepsinden daha çok bilgisi bulunan, ey bütün şereflilerden daha çok şerefli olan, ey her yüceden daha yüce, ey bütün güçlülerden daha güçlü, ey bütün zenginlerden daha zengin, ey bütün cömertlerden daha cömert, ey şefkatlilerin hepsinden daha şefkatli olan!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(46)

يا غالِباً غَيْرَ مَغْلُوبٍ يا صانِعاً غَيْرَ مَصْنُوعٍ يا خالِقاً غَيْرَ مَخْلُوقٍ يا مالِكاً غَيْرَ مَمْلُوكٍ يا قاهِراً غَيْرَ مَقْهُورٍ يا رافِعاً غَيْرَ مَرْفُوعٍ يا حافِظاً غَيْرَ مَحْفُوظٍ يا ناصِراً غَيْرَ مَنْصُورٍ يا شاهِداً غَيْرَ غائِبٍ يا قَريباً غَيْرَ بَعيدٍ.

Ya ğaliben ğeyre meğlubin ya sanien ğeyre mesnuin ya haligen ğeyre mehlugin ya maliken ğeyre memlukin ya gahiren meghurin ya rafien ğeyre merfuin ya hafizen ğeyre mehfuzin ya nasiren ğeyre mensurin ya şahiden ğeyre ğaibin ya geriben ğeyre beidin

Ey (asla) mağlup olmayan galip, ey yaratılmış olmayan sanatkâr, ey mahlûk olmayan yaratan, ey kendisine sahip olunmayacak malik, ey mağlup ve zelil olunamayan kahir, ey yüceltilmeye ihtiyacı olmayan yüce, ey korunmaya ihtiyacı olmayan koruyucu, ey yardıma ihtiyacı olmayan yardımcı, ey (bir an bile gaip olmayan) şahit, ey (asla) uzaklaşmayan yakın!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(47)

يا نُورَ النُّورِ يا مُنَوِّرَ النُّورِ يا خالِقَ النُّورِ يا مُدَبِّرَ النُّورِ يا مُقَدِّرَ النُّوريا نُورَ كُلِّ نُورٍ يا نُوراً قَبْلَ كُلِّ نُورٍ يا نُوراً بَعْدَ كُلِّ نُورٍ يا نُوراً فَوْقَ كُلِّ نُورٍ يا نُوراً لَيْسَ كَمِثْلِهِ نُورٌ.

Ya nure-n nuri ya munevvire-n nuri ya halige-n nuri ya mudebbire-n nuri ya mugeddire-n nuri ya nure kulli nurin ya nuren geble kulli nurin ya nuren be’de kulli nurin ya nuren fevge kulli nurin ya nuren leyse ke mislihi nurun

Ey nurun nuru, ey nuru nurlandıran, ey nuru yaratan, ey nuru yöneten, ey nuru takdir edip ölçülendiren, ey her nurun nuru, ey her nurdan önce nur olan, ey her nurdan sonra nur olan, ey her nurun üstünde olan nur, ey hiçbir nurun kendisi gibi olmadığı nur!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(48)

يا مَنْ عَطاؤُهُ شَريفٌ يا مَنْ فِعْلُهُ لَطيفٌ يا مَنْ لُطْفُهُ مُقيمٌ يا مَنْ اِحْسانُهُ قَديمٌ يا مَنْ قَوْلُهُ حَقٌّ يا مَنْ وَعْدُهُ صِدْقٌ يا مَنْ عَفْوُهُ فَضْلٌ يا مَنْ عَذابُهُ عَدْلٌ يا مَنْ ذِكْرُهُ حُلْوٌ يا مَنْ فَضْلُهُ عَميمٌ

Ya men etauhu şerifun ya men fi’luhu letifun ya men lutfuhu mugimun ya men ihsanuhu gedimun ya men gevluhu heggun ya men ve’duhu sidgun ya men efvuhu fezlun ya men ezabuhu edlun ya men zikruhu hulvun ya men fezluhu emimun

Ey bağışı şerefli değerli olan, ey fiili latif olan, ey lütfu daim ve ebedi olan, ey ihsanı kadîm ve ezelî olan, ey sözü hak olan, ey verdiği vaadi doğru olan, ey (kullarına) affı fazl-u kereminden kaynaklanan, ey azabı adalete dayanan, ey zikri tatlı olan, ey fazl-u keremi (bütün yaratıklara) şamil olan!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

(49)

اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِاسْمِكَ يا مُسَهِّلُ يا مُفَصِّلُ يا مُبَدِّلُ يا مُذَلِّلُ يا مُنَزِّلُ يا مُنَوِّلُ يا مُفْضِلُ يا مُجْزِلُ يا مُمْهِلُ يا مُجْمِلُ

Allahumme inni es’eluke bismike ya musehhilu ya mufessilu ya mubeddilu ya muzellilu ya munezzilu ya munevvilu ya mufzilu ya muczilu ya mumhilu ya mucmilu

Allah’ım, ben ismin hürmetine sana el açıyorum; (hacetlerimi) senden diliyorum; ey (müşkülleri) kolaylaştıran, ey (hakkı batıldan, iyiyi kötüden, nuru zulmetten…) ayıran, ey (kötülüğü iyiliğe) çeviren, ey (serkeş ve asileri) ram eden, ey (rahmet ve nimetini) indiren, ey bol bol bağışta bulunan, ey fazl-u kerem sahibi olan, ey büyük (nimetler) veren, ey (günahkârlara tövbe ve dönüş için) mühlet veren, ey (kullara) güzel davranan!

سُبْحانَكَ يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنا مِنَ النّارِ يا رَبِّ

Subhaneke Ya La ilahe illa ent el-Gavs el-Gavs H(خ)allisna mine-n nari Ya Rab

Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!

SondakikaWorld CEO | Co Founder | Web Developer | Graphic Designer

Tepkiniz nedir?

İlgili Yazılar

1 of 10.943

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir