Evet, bu satırları yazarken benim de yanı başımda tekrar kullanılabilir su şişem duruyor. Oturduğum yerden görebildiğim kadarıyla, Mashable Türkiye’den tüm ekip arkadaşlarım için de geçerli bu durum: Hemen her masada BPA’sız, farklı renk ve boyutlarda su şişeleri duruyor. Tek ortak yönleri, ‘pet şişe’ olmamaları.
Ancak biraz sonra okuyacaklarınız, onlara bakışınızı değiştirebilir. O yüzden, eğer susadıysanız büyük bir yudum almanızı öneririm. Hatta susamadıysanız da için, ihtiyacınız olacak!
Dünya’da yaşanan kirlenme krizine karşı, çevreyi koruyan bir çözüm olarak görülen bu şişeler, içlerinde sayısız bakteri de barındırabiliyor. Bu şişelere dair yapılan araştırmaların sonuçlarını mideniz kaldırmayabilir! (Çünkü bakteriler sindirim sistemi problemlerine yol açıyor, nasıl bağlantı ama!)
İşe haberin en vurucu noktası -clickbait ya da tık tuzağı haberciliği olarak da bilinir- ile başlayalım: Bu şişelerde, bir klozet kapağından 40 bin kat daha fazla bakteri olabiliyor. Tam da bu yüzden, kimi uzmanlar onları “taşınabilir Petri kabı” (bakteri üretmekte kullanılan kaplar) olarak adlandırıyor.
Birleşik Devletler’de Su Kalitesi Derneği üyeleri ve su arıtma uzmanlarından oluşan ekibin kurduğu waterfilterguru.com, su şişelerimizde gezinen canlılara dair en can sıkıcı araştırmayı gerçekleştirdi. Bu araştırmada, dört popüler şişe tipinde ne kadar bakteri oluşturucu birim olduğunu incelediler. ‘Bakteri oluşturucu birim’ – CFU ölçüsü, bir test örneği içerisindeki bakteri yoğunluğunu tahmin etmekte kullanılan birimdir. Ortalamada, bu şişeler 20,8 milyon koloni oluşturucu birim gram negatif bakteri içeriyor. Bu, şişeleri atıp kaçmamızı gerektirecek kadar yüksek bir sayı.
Gram negatif bakteri nedir
İsmi kullandığımız ağırlık birimiyle ilişkili gibi görünse de, bu terim aslında laboratuvar ortamında yapılan ‘Gram boyama prosedürü’ sırasında üzerlerine dökülen kristal viyole boyasını tutmayan bakterileri tanımlıyor: ‘Gram negatif bakteriler’. Gram negatif bakteriler, ilaçlara karşı dirençli olan organizmalardır. Özellikle hastane ortamlarında karşılaşılan bakterilerin tedavisi imkansıza yakındır. Sebep oldukları hastalıklar arasında menenjit, zatürre ve iltihaplanmalar yer alıyor.
Araştırmacılar tekrar kullanılabilir su şişelerinde iki tür bakterinin yer aldığını gördü: gram negatif bakteriler ve basiller. Gram negatif bakteriler arasında koliform ve zatürreye sebep olan klebsiealla bulunurken, ikinci tipte yer alan basiller de sindirim sistemi rahatsızlıklarına, bulantı, kusma ve ishale sebep oluyor.
En tehlikeli bölge ağızları
Şişenin en tehlikeli yeri ağzı ve açılabilir kapağı. Bu alanlar bakterilerin tam anlamı ile yuvası haline geliyor ve bu noktalar 30 milyon CFU içeriyor. Karşılaştırma yapmak isterseniz, klozet kapağında bu rakam 515.
20,8 milyon ortalama CFU sayısı ile tekrar kullanılabilen su şişeleri, bilgisayar farelerinden yaklaşık 5 kat daha fazla bakteri barındırıyor. Bilgisayar farelerinde ölçülen CFU rakamı 5 milyon civarında.
Mama kabından 14 kat daha fazla bakteri…
Sizi daha da rahatsız edecek bir rakam verelim, evcil hayvanların mama kaplarındaki bakterilerin CFU ölçümü 1,48 milyon, yani su şişelerinin 14’te biri. Yapılan diğer araştırmalar da bu sonuçları doğruluyor.
Yine ABD’de yer alan ve kapalı ortam hava kalitesi laboratuvarı olan EmLab P&K, 12 su şişesini test etti ve bunlarda her bir santimetrekare için ortalama 300 bin CFU ölçümledi.
Siz yine de şişelerinizi atmayın!
Tüm bu rakamlara rağmen, uzmanlar şişelerde bulunan bakterilerin insanlara zararlı olduğuna dair çok az kanıt olduğunun altını çiziyor.
Londra’da bulunan Imperial College’da moleküler mikrobiyolog Dr. Andrew Edwards şunları söylüyor: “İnsan ağzı çok sayıda ve türde bakterinin yuvasıdır. İçeceklerimizi barındıran kapların mikroplarla kaplı olması da şaşırtıcı değil.”
“Evimizde bulunan bir çok şey, örneğin musluklar da zararsız bakterilerle dolu. Şişenizi temiz tutmanız, sıcak sabunlu su ile yıkamanız önemli olsa da, bakterilerin varlığı ciddi bir sorun yaratmıyor. Bu araştırmada karşılaşılan bakterilerin insan sağlığına zararlı olduğuna dair kanıt da bulunmuyor. Aslında evlerdeki musluklar da çoğunlukla insanlara zararı olmayan bakterilerle kaplı durumdadır.”
Reading Üniversitesi’nden mikrobiyolog Dr. Simon Clarke ise yaptığı açıklamada, bakterilerin türünün önemli olduğunun altını çiziyor: “Bakterilerin sorun yaratıp yaratmaması, tamamen türlerine bağlı. Bir süre temizlenmeyen bir eşyada yüksek miktarda bakteri birikimi sorun olsa da, tehlikeli olacağı anlamına gelmiyor. Su şişesinden hasta olan kimseyi duymadım şimdiye kadar.”
Clarke, sözlerini şöyle bitiriyor: “Su şişeleri büyük ihtimalle insanların zaten ağızlarında olan bakterilerle kirleniyor.”
Daily Mail’in haberini Erinç Eröz Türkçeleştirdi