Geleceği şekillendiren yapay zekâ (YZ), hayatın her alanına hızla girdi. Bu alanlardan biri de siyaset dünyası. Yeni Zelanda, Japonya gibi ülkelerde aday olarak seçim yarışına katılan YZ uygulamaları özellikle seçmen kitlelerinin analizi için kullanılabiliyor.
Teknolojinin (ve YZ araçlarının) yanlış bilginin yayılmasında öncül rol oynadığı biliniyor. YZ odaklı teknolojiler geliştiren girişimcilik stüdyosu Cerebrum Tech’in Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erdem Erkul’a göre bunu engellemek için de yapay zekadan faydalanmak mümkün.
Dr. Erdem Erkul, “Dil modellemeleri alanındaki son gelişmeler ve deepfake gibi teknolojiler sosyal medyada yanlış bilgilerin bot ve sahte hesaplar aracılığıyla yayılmasını kolaylaştırabilir. Ancak büyük veriyi analiz etmekte sağladığı olanaklar ile yapay zeka, seçim güvenliği ve dezenformasyona karşı mücadelede katkı da sağlayabiliyor” diye konuştu.
Seçimlerde aday olan yapay zekâ
Çin merkezli bir mobil oyun şirketinin CEO’luk görevine atanan “Tang-Yu” isimli yapay zeka robotunu anımsatan Dr. Erkul, benzer uygulamanın siyaset dünyasında da yansıma bulduğunu dile getirerek dünyadan ilginç örnekleri sıraladı:
- Yeni Zelanda’da 2018 yılında yapılan seçimlerde “SAM” adı verilen uygulama dünyanın ilk yapay zekalı siyasetçisi olarak siyaset tarihe geçti. SAM’in iddiası zaman, yer kısıtlaması olmadan her an vatandaşların sorunlarını dinleyebilmesi.
- 2018 Rusya seçimlerinde de Yandex yapay zekası “Alisa”i yaratarak seçimlere katılmasını sağlamıştı. Alisa o seçimlerde Rus vatandaşlarından yaklaşık 25 bin oy aldı. Muhalif söylemler hakkında fikri sorulan Alisa’nın bu fikirleri dile getirenlerin cezalandırılması gerektiğini söylemesi ise tepki çekmişti.
- Japonya’da ise yapay zeka ile belediye seçimlerinde karşılaştık. Japonya’nın başkenti olan Tokyo’nun Tama ilçesinde belediye başkanlığı yarışına giren “Michihito Matsuda” ismi verilen YZ uygulaması 4 bin oy alarak 3’üncü sırada yer aldı.
Yasal düzenlemeler yaparken ne gözetilmeli?
Tüm dünyada yapay zekaya yönelik regülasyon tartışmalarının sürdüğünü vurgulayan Dr. Erdem Erkul, Türkiye’de de kanun yapıcıların yasal düzenlemeleri gündeme alması gerektiğini belirterek şunları ifade etti:
“Bu konuda ABD ticari açıdan faydacı bir yaklaşım sergilerken, AB tarafında ise kişilik hakları ve veri güvenliğinin gözetilmesi yaklaşımı ağır basıyor. Çin’de ise toplanacak verilerin kullanıcıya açıkça belirtilmesi ve onay alınması şartı bulunuyor. YZ teknolojisi temelli uygulamaların yasaklanması, bu teknolojilerin potansiyelinden tamamen yararlanmamızı engelleyebilir. Bu nedenle tamamen yasaklanmasına karşıyım ama düzenlemelerin olması gerektiğine inanıyorum.”